Mülteci Kadınların Karşılaştığı Toplumsal Cinsiyet Temelli Sorunlar
Makale İncelemesi: Zermarie Deacon and Cris Sullivan, 2009,
Responding to the Complex and Gendered Needs of Refugee Women, Affilia: Journal
of Women and Social Work, 24(3), 272-284.
Emine Dilan Yılmaz
Kaynak: https://everydayrefugees.org/document/
Son yıllarda göç olgusu ve bu bağlamda
mültecilik statüsü, uluslararası siyasetin gündemine yerleşen bir sorundur.
Mülteciliği genel anlamda tanımlamamız gerekirse, insanların gerçekleştirdiği
zorunlu bir göç türü olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar, din, ırk, milliyet,
toplumsal bir gruba üyelik, siyasi görüş ve din gibi aidiyetleri nedeniyle,
kendi devletlerinin korumasından artık faydalanamaz hale gelirler ve başka bir
ülkeye göç ederek sığınma talep ederler. Bu bağlamda mültecilerin genellikle
çatışma ve savaş nedeniyle göç ettiklerini belirtmemiz gerekir. Mülteciliğe
dair bu tanımlama, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından
ortaya koyulmuştur. Burada Birleşmiş Milletler ile ilgili belirtmemiz gereken
husus, dünya genelinde mültecilerin çoğunun Birleşmiş Milletler aracılığıyla
göç ettikleri ülkelere yerleştiriliyor olduklarıdır.
Mültecilik statüsünde olan insanlar,
sosyal, politik, ekonomik ve kültürel başta olmak üzere pek çok alanda problemler
ile karşılaşmaktadırlar. Mültecilerin karşılaştığı problemler, kadın ve kız
çocukları özelinde daha da derinleşmekte ve farklılaşmaktadır. Yazımızda
kadınların, mülteci konumunda yaşamlarında karşılaştıkları toplumsal cinsiyet
temelli problemler incelenecek ve bu noktada kadınların farklılaşan ihtiyaçları
değerlendirilecektir.
Kadın mültecilerin deneyimleri, çatışma
sırasında, göç etme ve kaçış esnasında, göçün gerçekleştirilmesinden sonraki
süreçte, erkeklerin deneyimlerinden farklılaşmaktadır. Kadınların deneyimlerinin
bu şekilde farklılaşmasını toplumsal cinsiyet rollerine bağlı olarak
inceleyebiliriz.
Çatışma sırasında siviller doğrudan veya
dolaylı olarak şiddete maruz kalabilmekte, korku ve kayıp gibi deneyimler
yaşayabilmektedirler. Bu noktada kadınların cinsel şiddet suçlarına maruz
kaldıkları görülmektedir. Cinsel şiddet suçlarını daha ayrıntılı bir şekilde
incelediğimizde ise, erkeklerin de çatışma sırasında cinsel şiddet suçlarına
maruz kaldıkları ortaya çıkmakla birlikte, bu konuda kadınların daha fazla ön
plana çıkarıldığını görmekteyiz. Kadınların çatışma sırasında ve kaçış
sırasında karşılaştıkları bir diğer problem de, yaşlı, engelli ve çocuk gibi
korunmasız sınıfların bakımını ve güvenliğini sağlama görevinin de kadınlar
tarafından gerçekleştiriliyor olmasıdır. Bu durumda kadınların kaçış süreci
daha da zorlaşmaktadır. Kadınların kaçış sırasında üstlendiği bu rol, günlük yaşamda
da toplumsal cinsiyete bağlı olarak üstlendikleri bir rol olması açısından
önemlidir.
Çatışma esnasında olduğu gibi çatışma
sonrasındaki kaçış ve yerleşme sürecinde de kadınların silahlı güçler, sınır
rehberleri ve mülteci kamplarında cinsel saldırıya ve sömürüye maruz kaldıklarını
görmekteyiz.
Kadınların özellikle mülteci kamplarında
da oldukça olumsuz deneyimleri vardır. Kadınlar en temel ihtiyaçlara ulaşmada bile
olumsuzluklar ile karşılaştıklarını görmekteyiz. Kadınlar kamplarda ciddi
sağlık problemleri yaşamaktadırlar. Bu noktada yetersiz beslenme örnek olarak
gösterilebilir. Kamplarda yiyecekler, ailenin lideri olarak kabul edilen erkeğe
teslim edilmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak besinlerden öncelikle
erkeklerin faydalandığı, kadın ve kızların ise yeterli beslenemediği
gözlemlenmiştir. Kamplarda tuvalet ve banyolar genellikle umumi olarak
kullanılmakta bu noktada ise kadınların güvenliği tehlike altına girmektedir.
Kadınlar gece karanlık saatlerde tuvaletten faydalanmak istediklerinde cinsel
saldırıya uğramaktadırlar. Tüm bu güvenlik problemleri göz önüne alındığında,
kadınların fiziksel ve ruhen sağlık problemleri yaşadığı görülmektedir.
Kadınların cinsiyet temelli ihtiyaçlarına
yönelik olarak, Feminist metodoloji, mülteci kadınlar ve yerel yetkililer işbirliği
içerisinde faaliyet göstermektedirler. Bu noktada özellikle iki dil bilen
mülteci kadınlar, görüşme teknikleri konusunda eğitim almakta, bu konuda
çalışma yapan araştırmacılara veri sağlamakta yardım etmektedirler. Bununla
birlikte hem mülteci kadınların iş bulması, sosyal ve ekonomik hayata dahil
olması sağlanmakta, hem de mülteci kadınların sorun ve ihtiyaçlarının daha iyi
tespit edilmesi mümkün olmaktadır. Dünya genelinde mülteci kadınların
ihtiyaçlarının karşılanması konusunda önemli çalışmalara yürütülmektedir ancak
hala bu çalışmaların mülteci kadınların problemlerini çözme açısından yetersiz
kaldığı görülmektedir.

Yorumlar
Yorum Gönder