BM Barış Güçleri Çerçevesinde Kadınların Aktif Rolü ve Barış Operasyonlarına Post Kolonyal Bir Eleştiri

Makale İncelemesi: Henry, M. 2012. Peacexploitation? Interrogating Labor Hierarchies and Global Sisterhood Among Indian and Uruguayan Female Peacekeepers. Globalizations, 9(1), 15–33.

Emine Dilan Yılmaz

Kaynak: https://www.un.org/africarenewal/news/hailed-%E2%80%98role-models%E2%80%99-all-female-indian-police-unit-departs-un-mission-liberia

Birleşmiş Milletler’in son dönemde kadınların uluslararası politikadaki siyasi katılımını arttırmak yönünde önemli girişimleri olmuştur. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kadın, Barış ve Güvenlik konulu ajandası önemlidir. Bu ajanda kapsamında ilk olarak 1325 sayılı karar alınmıştır. Bu kararın ardından Birleşmiş Milletler’in özellikle barış koruma operasyonları sırasında gerçekleştirilen cinsel şiddet suçlarını engellemek yönünde adımlar attığını görmekteyiz. Bu noktada Birleşmiş Milletler, güvenlik arttırıcı önlemler almış barışı korumada ordudaki kadın ve erkek sayısı arasındaki dengeyi sağlamaya çalışmış ve böylece kadınların barış inşasında daha aktif bir rol almasını desteklemiştir. Kadınların orduda niceliksel olarak artış göstermesi, ulusal ordular ve barış koruma güçlerindeki kadınlar hakkında soruları arttırmıştır.

Birleşmiş Milletler’in barış güçlerindeki kadın sayısını arttırması ile birlikte, kadın askerlerin pek çok başarılı operasyon gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Bu anlamda özellikle Hindistan ve Uruguay ön plana çıkmaktadır. Hindistan, nüfus olarak dünyanın en büyük ikinci ordusuna sahip olan ülke olarak, Birleşmiş Milletler barış güçlerine en fazla asker sağlayan ülkelerden biridir. Hindistan, 2007 yılında tamamı kadınlardan oluşan barış güçlerini Liberya’ya yerleştirmesi açısından da ön plana çıkan bir ülkedir. Hindistan’ın tamamı kadın güçlerden oluşan bir barış gücü oluşturması, cinsiyete dayalı bir başarı olarak görülmektedir. Uruguay da Birleşmiş Milletler barış güçlerine önemli ölçüde asker sağlamakta ve bunların içerisinde çok sayıda kadını da asker olarak göndermektedir.

Birleşmiş Milletler barış güçlerine kadın asker sağlayan ülkeler, genellikle güney yarım küre ülkeleridir. Bu durum, güney yarım kürede kadınların günlük yaşamlarında ve çatışma esnasında cinsel şiddet suçlarına maruz kalınan bir coğrafyadan geliyor olmaları, bu konuda daha duyarlı olmaları ve konuya çözüm getirme motivasyonuna sahip olmaları ile açıklanabilir. Bu durumu Liberya örneği üzerinden değerlendirebiliriz. Liberya İç Savaşı sırasında kadınlar, toplumsal cinsiyet temelli baskılara ve cinsel şiddet suçlarına maruz kalmışlardır. Liberya’ya yerleştirilen barış güçlerinin kadınlardan oluşmasının sebebi budur. Barış güçlerinin kadınlardan oluşması, bölgede cinsel şiddet suçlarına maruz kalan kadınların sorunlarının daha iyi anlaşılması ve çözülmesini sağlamış ve çatışma sonrası toplumsal düzenin bu sorunlara duyarlı olarak kurulmasına katkıda bulunmuştur.

Birleşmiş Milletler barış güçlerine kadın asker sağlayan ülkelerin çoğunun güney yarım küre ülkeleri olmasının bir diğer nedeni de, toplumsal cinsiyet rolleri üzerine kurulu olan toplumsal yapı nedeniyle, Birleşmiş Milletler’in kadın asker istihdamı konusunda çok fazla alternatife sahip olmamasıdır. Ülkeler, kadınlara yönelik sahip olunan toplumsal cinsiyet rolleri algısı nedeniyle, kadınları yaralanma ve ölümlere maruz kalma ihtimalleri olduğu için, asker olarak göndermeye istekli değillerdir. Buna ek olarak Birleşmiş Milletler içerisinde yer alan küresel kuzey ülkelerinin, barışı koruma konusunda ön plana çıkan ülkeler olmalarına rağmen, barış güçlerine asker gönderme konusunda istekli olmadıkları da gözlemlenmektedir. Bu noktada kuzey ve güney arasındaki güç ilişkisine dikkat çekmemiz gerekmektedir. Barış güçlerinin en büyük tedarikçileri Güney Asya ülkeleridir. Bu bağlamda Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Nepal ve Sri Lanka ön plana çıkmaktadır. Üstelik bu ülkeler, kendi topraklarında devam eden iç karışıklıklar ve sınır problemlerine rağmen, barış güçlerine katkıda bulunmaktadırlar. Özellikle Hindistan’ın ön plana çıkıyor olması, İngiliz sömürgesi döneminin etkisiyle açıklanabilir. Hindistan’ın ordusu son derece modern ve ekipmanlı bir ordudur, bunun yanında İngiliz sömürge geçmişi nedeniyle küresel bir dil olan İngilizce’nin Hindistan’da kullanılması, pek çok sektörde olduğu gibi askeri sektörde de Hindistan’ı öncelikli kılmaktadır. Bunun gibi örnekler göz önünde bulundurulduğunda, Birleşmiş Milletler’in güneyin ucuz emek gücünü sömürdüğü yönünde bir tartışma ortaya çıkmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Toplumsal Cinsiyet ve Barış

Kitap İncelemesi: Judith Butler, Cinsiyet Belası

KARAR 2467 - BM KADIN, BARIŞ VE GÜVENLİK AJANDASINDAKİ SON GELİŞME