Kadın ve Savaş
Tuba Nilüfer Uğur
Meydana gelen
çatışmalar hem gerçekleştiği süreçte hem de sonrasında birçok suç unsuru
doğurmakta ve çeşitli sorunlara sebep olmaktadır. Bu sorunlar çatışma
bölgesindeki herkesi etkiliyor olsa da en büyük yükü kadınlar ve kız çocukları
çekmektedir. Birleşmiş Milletler’in istatistiklerine göre savaşlardaki ölüm
oranlarının %90’ı sivillere ve bu oranın ise ezici bir çoğunluğu kadın ve
çocuklara aittir
https://marksist.org/icerik/Haber/6905/Suriyeli-kiz-cocuklarinin-kucuk-yasta-evlendirilmesiyle-ilgili-raporda,-kucuk-yasta-evliligin-Kulturun-bir-ogesi-oldugu-iddia-edildi#
Pek çok Suriyeli kadın
hayatlarını idame etmek ve çocuklarına bakmak için seks işçiliği yapmak zorunda
kalıyorlar ya da buna mecbur bırakılıyorlar. Kadınların, suç örgütleri
tarafından sömürülmesinin yanı sıra eşleri ya da babalarının zorlaması yüzünden
de bu sektörde çalışmak zorunda kalıyorlar
Kadınlar ve kız çocuklarının maruz kaldığı bu şiddet ortamının nedenleri savaş halindeki kaostan kaynaklanmamaktadır. Bu durumun temeli toplumsal cinsiyet normlarının savaş sırasında daha çok yoğunlaşması ve ataerkil sistem tarafından daha kolay sömürülmesi ile alakalıdır. Göç edilen ülkeler insan haklarına önem veren bir hukuk devleti olsa da toplumsal yapısı cinsiyet eşitsizliği üzerinden şekilleniyorsa uygulanan ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddetlerin bir suç olarak değerlendirmesinin ihtimali ortadan kalmakta ve üstü kapalı bir meşruiyet kazanmaktadır. Bu şiddet hallerinin çözümünde hem ev sahibi devletlerin hem de uluslararası örgütlerin üzerine çok fazla sorumluluk düşmektedir. Yine de yapısal olan bu sorun üzerine politikalar üretilerek çözüme kavuşturulması olanaksız görülmektedir.

Yorumlar
Yorum Gönder